Sendikamız Genel Başkanı Sayın Ahmet Eroğlu, banka çalışanlarının ve emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlayarak, "Sağlıklı günlerde yeniden meydanlarda coşkuyla bayram kutladığımız günlerde buluşmamızı diliyorum" dedi.
Genel Başkanımız Eroğlu Mesajında şunları söyledi;
"Sendika bir ihtiyaca binaen ortaya çıkmış yapının adıdır. Sendikaların ortaya çıktığı dönemle günümüz çalışma hayatını kıyaslamak mümkün değildir elbette, ancak çalışma ortamı daha sağlıklı bir hale gelmiş olsa da ve insanların yaşam standartları yükselmiş olsa da sendikalara olan ihtiyaç eskisinden daha az değildir.
Küresel kapitalizmin ve özellikle de Monetarist kapitalizmin yükselişe geçmesinin üzerinden 40 yıldan fazla bir süre geçmiş ancak bu süre zarfında gelir dağılımındaki adaletsizlik de gittikçe artmıştır. Birinin kazancını diğerinin kaybına bağlayan kapitalist ekonomi için, üretim maliyetlerindeki artışın başlıca nedeni işçi ücretleridir. İşçinin az kazanması, kapitalizm için, başka bir grubun kazancı anlamına gelmektedir.
Sömürgeci devletler, girdikleri bir ülkenin, insanı ve iş gücü dahil, bütün kaynaklarını alıp, o ülkeleri fakirleştirerek kendi ülkelerine zenginlik sağlarken, kapitalizm bütün dünyayı sömüren bir canavar gibidir. Bu durumu, Anayasa ya da yasalarla veya mevzuatla düzeltmek de mümkün değildir. Küresel para haline gelen ABD Dolarındaki 40 kuruşluk değer artışı, ülkemiz ekonomisinde bir anda 40-50 milyar lira zarar verebilecek hale gelmiştir. Dünya ticaretinden pay kapma kavgasının da mağdurları maalesef her seferinde işçi ve emekçiler olmaktadır.
Sendikacılığın önündeki en büyük engel, genelde vahşi küresel kapitaliz, özelde ise yaşadığımız ekonomik problemlerdir. Bu temel sorunlar halledilmeden, sendikaların tek başına elde edebileceği başarının sınırları kesin olarak çizilmiş demektir. Bundan dolayı da sizler kamu bankası çalışanları olarak, diğer banka çalışanlarından daha fazla ve daha gayretli çalışmak durumunda kalıyorsunuz. Sizin yapacağınız bir dakikalık çalışmayla, belki de 100 kişi daha evine ekmek götürür diye düşünüyorsunuz. Bugünkü çabamız, içinde bulunduğumuz küresel salgının etkilerini en aza indirmek. Ancak asıl hedefimizin, ülkemiz ekonomisinin bir üst seviyeye çıkartılması olmalıdır. İşsizliği en aza indirip, yeni iş imkanları oluşturmaktır. Bunlar elbette sadece kamu bankası çalışanlarının yapabileceği bir şey değildir, ancak bu yapılmadığı ya da başarılmadığı taktirde biz kamu bankası çalışanları dahil bütün çalışanların olumsuz etkileneceği bir ortam kaçınılmaz olmaktadır.
Hali hazır bir işte çalışanların hem yaptıkları işe hem de bugün aldıkları ücrete razı olacak milyonlarca insan olması kadar büyük bir tehdit ve işçi ücretleri aleyhine kullanılabilecek bir silah olamaz. Bu durumu eleştirmek de sorunu çözmemektedir. Bu bir gerçektir ve bu gerçekle yaşamak durumunda kalmak da en az o gerçek kadar acıdır. Daha da acısı, dünya ticaretinde yaşanan en küçük bir daralma, ortaya çıkan en küçük bir ekonomik kriz ya da bugün yaşadığımız pandemi benzeri bir sürecin en fazla etkilediği kesim sabit ücretlilerdir.
Ekonominin en temel yasasını oluşturan arz talep dengesi, çalışma hayatının da en temel belirleyicisi oluyor. İşsizlik yüksekse, o yüksek oran maalesef çalışanları da olumsuz etkilemektedir. Sendikacılık için en zor durum da, böyle bir dünyada talep oluşturup masaya oturmak ve yeni bir şeyler elde etmeye çalışmaktır.
Başta banka çalışanları olmak üzere, bütün işçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor ve içinde bulunduğumuz pandemi sürecinin bir an önce sona erdiği daha sağlıklı günler diliyorum."