5 Haziran Pazar Günü, sendikamız Ankara Merkez il Temsilci, Baş Temsilci ve Kadın Komitesi üyeleri ile değerlendirme toplantısı yaptık. Bu toplantıda, toplantıya katılan bütün arkadaşlarımız, kendilerine ulaşan ve kendilerinin de yaşadığı problemleri dile getirdiler. Bütün arkadaşlarımızı tek tek dinledikten sonra da biz değerlendirmelerimizi yaptık.
Gelen soruları ve cevaplarımızı siz değerli üyelerimizle de paylaşmak istiyoruz.
SORU: Yılbaşından beri artan enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda ne yapılabilir?
CEVAP: Uzun bir covid19 pandemi süreci yaşadık. Bütün dünya ekonomileri gibi ülkemiz ekonomisi de bu süreçten olumsuz etkilendi. Üretim düştü, istihdam düştü, uluslararası ticaret hacmi düştü, ekonomiler küçüldü ve daralma dönemi yaşandı. Pandemi süreci bitti dediğimiz anda ise Ukrayna Rusya savaşı başladı. Savaş, hammadde ve enerji piyasalarında fiyatların olması gerekenden daha fazla artmasına sebep oldu. Bu durum, bütün dünya ülkelerini etkilediği gibi, ülkemiz ekonomisini ve ekonomik faktörleri derinden etkiledi. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olmamız, enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışa bağlı olarak yurt içi bütün fiyatların artmasına sebep oldu. Mayıs Ay’ı enflasyonu %74 seviyesine ulaştı. Dar ve sabit gelirli kesim (işçi, memur, asgari ücretliler, emekli başta olmak üzere neredeyse 30 milyon çalışan vatandaşımızın büyük çoğunluğu) enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında zor günler yaşamaya başladı. Yılbaşında %50 artış yapılan asgari ücret artışının getirdiği rahatlama bir anda yok oldu. Açlık sınırının 6 bin liraya ve yoksulluk sınırının 13 bin liraya çıktığı bir ortamda bırakınız asgari ücretlileri, 8-10 bin lira bandında maaş alan bütün çalışanlar için bile sıkıntılı bir dönem yaşanmasına sebep oldu.
Ülkemizin hemen yerinde, ev sahipleri normal kira artışının çok üzerinde ev kirası istemeye başladı. 1350 lira aylık kira ödemekte olan bazı arkadaşlarımızdan, ev sahipleri 3500 lira kira istemeye başladılar. Elbette ev sahipleri de hak ettikleri kira artışını almalılar ancak maaşı sabit kalan sabit gelirli çalışanlar için bu durum ilave bir külfet oluşturmaya başladı.
Bu süreçte yaşananlardan, hem bizim hem banka yöneticilerimizin haberdar olmaması mümkün mü? Sendikamız yönetimi, şube başkanları, şube yönetim, denetim ve disiplin kurulu asil ve yedek üyeleri, il kadın komitesi başkanı ve üyeleri, temsilcilerimiz, şube sorumlularımız ve 950’ye yakın delegemiz olmak üzere neredeyse üyelerimizin %10’u sendikamız bünyesinde görev yapmakta ve aynı şartlarda çalışmaktadırlar. Her gün onlarca telefon görüşmesi ve yazışması yapmaktayız. Şube başkanlarımız, haftalık ve aylık raporlarında bütün talepleri ve problemleri genel merkezimize iletmektedirler.
Genel merkez yönetimi olarak bütün bu sorunları ve talepleri, banka yöneticilerimize iletip, çözüm önerilerimizi sunduk ve sunmaya da devam etmekteyiz. Geçen hafta, Ziraat Bankası Genel Müdürümüz Sayın Alpaslan Çakar’ı ziyaret ettik ve gündemimizde hemen her sorun ve talep vardı.
SORU: Yöneticilerimizin yaşadığımız durumdan haberi var mı ve bizleri düşünüyorlar mı?
CEVAP: Bankamız yöneticileri, hem covid19 pandemi sürecinde hem de bugün yaşadığımız yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında, ülkemiz ekonomisinin düzlüğe çıkması için de banka çalışanlarının refah düzeyini yükseltmek için de ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Hatırlayınız lütfen: Geçen yıl Eylül Ay’ında, önce Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım Bankası çalışanlarının sonra da Halkbank çalışanlarının tamamının görev yeri ödemesinden yararlandırılması, sürekli bakıma muhtaç yakını olanlar için aylık 2500 lira ödeme yapılması, Eğitim ve sportif faaliyetlerde başarılı çocuklarımızın ödüllendirilmesi, yılbaşında Kasım 2021 enflasyon rakamı %21,5 olarak açıklandığında maaş artışlarının enflasyon artı 3 olması yerine, ortalama %35 yapılması ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yemek ücreti 36 lira olarak belirlendiğinde bankamız çalışanları için günlük 50 lira ödeme yapılması kararı aldığında, nasıl banka çalışanları lehine karar verdilerse, bugün yaşanan süreçte de en doğru olanı yapacaklarına olan inancımız tamdır.
SORU: İçlerinde bir kamu bankası da olmak üzere bazı bankalar tarafından çalışanların maaşları Mayıs Ay’ında yeniden düzenlendi. Bizim bankalarımızda niye olmadı?
CEVAP: Doğrudur bazı bankalarda bunlar oldu ancak bizler yılbaşında ücret artışı aldığımızda o banka çalışanları ücret artışı almak için Mayıs Ay’ına kadar beklemek durumunda kaldılar çünkü Toplu Sözleşme Dönemlerinin başlangıcı Mayıs Ay’ıdır. Biz enflasyon %21,5 açıklandığında ortalama %35 zam aldığımız halde, onların %56 artış yaptıkları gün açıklanan enflasyon rakamı %70 olmuştu. Biz de sözleşmemiz gereği yılsonunda enflasyon +3 zam alacağız, ancak yıl içerisinde yaşanan enflasyon ve hayat pahalılığından nasıl kurtulacağımızı görüşüyoruz.
SORU: Onlar da kamu bankası bizim bankalarımız da kamu bankası, neden aynı uygulamalar yapılmıyor?
CEVAP: Her banka aynı kuruluş sürecine ve tarihi gelişime sahip değildir. Her bankanın kendine ait ayrı bir yönetim ve icra kurulu vardır. Yetkili sendikaları farklıdır. Kuruluş amacı ve hedef müşteri kitleleri farklıdır. Bundan dolayı da bütün kamu bankalarında aynı şeyler olmalı dersek, bütün özel bankaların da aynı olması gerekiyor demek gerekir. Böyle bir iddiamız olamaz ancak yetkili olduğumuz bankalarımızda mümkün mertebe aynı hak ve kazanımları elde etmeye hayret ediyoruz. Yetki aldığımız tarihten beri de uygulamada bunu başardık diyebilirim. Geçmişten gelen bazı uygulamalar nedeniyle de bazı farklılıklar olduğunu biliyoruz: unvanda bekleme ücreti gibi. Kaldı ki bu hassasiyeti bankalarımızın değerli yöneticileri de gözeterek kararlar almaktadırlar.
SORU: Madem yöneticilerimiz bu sürecin farkında, o zaman Temmuz’da maaşlarımızda iyileştirme yapılacak mı?
CEVAP: Yukarıda arz ettiğim gibi, enflasyon ve hayat pahalılığı, sadece banka çalışanlarını değil, neredeyse 25 milyon işçi, memur, emekli ve asgari ücretli gibi sabit gelirliyi olumsuz etkilemektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, Bakanlarımız ve bankalarımızın yönetimleri de bu durumun farkındadırlar ve bu konuda bir çözüm ortaya koyma gayretindedirler.
Banklarımız bugüne kadar çalışanlarının hak ettiğinin karşılığını verdiği gibi, bugün de bugünden sonra da çalışanlarına borçlu kalmayacaktır inancındayım. Süreç devam ederken, kesin rakamlar üzerinden konuşmak ve şimdiden bir oran vermek mümkün değildir.
SORU: Biz çalışanlar olarak bir heyet oluştursak ve Sayın Genel Müdürlerimizden randevu alıp durumumuzu anlatıp, zam talep ettiğimizi iletsek olmaz mı?
CEVAP: Sendika kurumsal olarak bütün üyelerini ve hatta bütün banka çalışanlarını temsil ederek, her ortamda sorunları ve talepleri dile getirmekte, çözüm önerilerini sunmakta ve bütün bu çalışmaları da Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun verdiği Anayasal ve yasal yetkisi ile yapmaktadır. Sendikamızın yönetimi, şube başkanları, şube yönetimleri, temsilcileri ve kadın komitesi üyeleri tarafından ulaştırılan bütün sorunlar ve talepler, ister bireysel isterse de genel olsun, anında çözüme kavuşturulmak üzere ele alınmaktadır. Toplu Sözleşme dönemlerinden önce bütün şubelerimizde, hemen her unvan ve pozisyondan arkadaşımızla istişareler yapılarak talepler toplanmakta, sorunlar tespit edilmekte ve hazırladığımız TİS teklifimiz yetkili kurumlarımıza sunulmaktadır. Teklifte neler olduğu hem yetkili olduğumuz kurumalarımızda hem de Çalışma Bakanlığı’nda bulunmaktadır. Biz, yetkili olduğumuz kurumlarla sürekli irtibat halindeyiz. Sorun ve talep iletiyoruz, çözüm önerisi sunuyoruz. 3 yılda bir TİS masasında değil, süreç içerisinde her an görüşme halinde kalıyoruz. Pandemi sürecinde neredeyse bazı günler İK Yöneticilerimizle günde 3-5 kez görüşme yapmak durumunda olduğumuz zamanlar oldu. Bu süreci sizler de yaşadınız ve yakından biliyorsunuz. Arkadaşlarımızdan; evi yananın da, Depremde zarar görenin de, sel felaketine uğrayanın da, hasta çocuğuna operasyon yapılması gerekenin de, borcundan dolayı çaresiz kalanın da, tayin talep edenin de, terfi edecek arkadaşımızın da, kısacası bütün arkadaşlarımızın genel sorunlarını ve taleplerini dile getirmeye çözüm bulmaya çalıştığımız gibi, özel problemlerin çözümünde de sahada olmaya gayret ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Biz dedikodu yapacak durumda değiliz, sürekli talep edeceğiz, sürekli isteyeceğiz ve vermesi gerekenler de bankalarımızın değerli yöneticileridir. Biz sendika olarak sorun üreten, kavga eden ve işyeri barışını bozan olmaktan ziyade çözüm ortağı olmayı tercih ediyoruz. Şikayet etmek yerine, bir daha ve bir daha görüşmeyi ve istemeyi tercih ediyoruz. Bugün yerine gelmeyen bir talebimizin ya da çözüm bulunamayan bir sorunumuzun mutlaka çözüme kavuşturulacağı bir zaman olduğuna inanıyoruz.
Elimizde sendikamız ve güçlü bir teşkilatımız varken, başka oluşumlar yaparak, sonuç alınması mümkün olmayacak mecralara arkadaşlarımızı sürüklemenin bir anlamı olmayacağı gibi yasal ve meşru zeminden başka yollarla iş yapmaya kalkışmanın olumsuz sonuçları da olabileceği göz ardı edilmemelidir.
SORU: Arkadaşlarımızın bazıları, siz almadınız ki, bankalarımız ve sayın genel müdürlerimiz verdi diyor.
CEVAP: Sonuç her yerde ve her kurumda aynıdır. Sendika verme makamında değildir. Sendika sorunları ve talepleri toplama, ilgili makama aktarma, isteme ve çözüm yönelik önerilerini sunma işini yapar. Gerektiğinde pazarlık yapar. Bankalarımız ve değerli yöneticileri de her zaman verme makamındadırlar. Elbette biz isteyeceğiz, onlar verecekler.
SORU: Sendika için sarı sendika yakıştırması yapılıyor, ne diyeceksiniz?
CEVAP: Biz burada sendikamız üyelerini temsil eden yüzlerce delegenin oyu ile iş yapıyoruz. Hayatın sadece dünya hayatından ibaret olmadığına inanıyoruz. En büyük ihanetin de, emeğin hakkına sahip çıkmak yerine size güven duyan insanların güvenini istismar etmek olduğuna inanıyoruz. Hangi ortamda ve nerede, hangi üyemizin ya da üyemiz olmayan bir arkadaşımızın hakkını hukukunu gözetmediğimizin müşahhas olarak gösterilmesi lazım. Buradan ekmek yiyoruz, çocuklarımızın rızkını da buradan kazanıyoruz. Haramı helalı bilen birisi olarak net olarak şunu söylüyoruz: biz sadece çalışanların ve üyelerimizin yanındayız Kurumlarımız, kamu malıdır ve ülkemizin hizmetindedir. Bu değerli kurumlarımıza zarar vermeden, kamunun hukukunu ve yetimin hakkını korumayı da çarpıtarak böylesine talihsiz çıkarımlar yapılmasını da esefle kınıyoruz.
Hemen her fırsatta ve karşılaşılan her problemde; hepinizin yakından tanıdığı bazı arkadaşlarımızca, sendika üyesi arkadaşlarımızın istifaya davet ediliyor olması da artık garipsemediğimiz bir durum haline gelmiştir. Bu tür çalışmaların, ne üyelerimize, ne çalışanlarımıza, ne sendikamızın kurumsal kimliği ve gücüne, ne de bankalarımıza bir katkısı olmadığı gibi bu malum grubun kendi çıkarları uğruna iş yapmaya kalkışmalarından öteye bir sonuç da ortaya çıkmamaktadır. Sendikamız bütün teşkilatıyla güçlü bir şekilde çalışmalarına devam etmektedir.
Sendika, bütün üyelerimizindir ve üyelerimizin hizmetindedir. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, kimseyi dışlamadan Anayasamızın ve yasaların verdiği yetki çerçevesinde, hem üyelerinin mali ve sosyal haklarını korumak ve katkı sağlamak hem de iş yeri barışını ve çalışma huzurunu temin etmek gayretindedir.
Copyright 2019, Öz Finans-İş Sendikası, Tüm Hakları Saklıdır.