Genel Başkanımız Sayın Ahmet Eroğlu, "Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizden, gelir vergisinin ilk iki dilimi ile ilgili acil bir aksiyon almalarını talep ediyoruz."dedi.
Genel Başkanımız Eroğlu şunları söyledi :
Ücretlerden kesilen Gelir Vergisi Ücretlerden alınan gelir vergisi her yıl 1 Ocak tarihinden geçerli olmak üzere belirlenip ona göre de bütün ücret geliri ele edilen gelir vergisi brüt maaş üzerinden, kaynaktan kesilerek ödenmektedir. Hesaplama yapılırken, vergi dışı bırakılan bazı küçük meblağlar düşüldükten sonra, çalışan ödenen ikramiye, temettü, fazla mesai, görev yeri ödemesi gibi ek ödemeler kümülatif matraha dahil edilerek, çalışanın maaşına denk gelen gelir vergisi oranı uygulanmakta ve vergi miktarı düşüldükten sonra da net maş ödenmektedir.
Bütün ücret geliri elde eden çalışanlar için Gelir Vergisi oranları hayati önem arz etmektedir. Son iki yıldır yaşanan yüksek enflasyon ve fiyatlar genel seviyesindeki artış, ücretli çalışanların gelirlerinin erimesine neden olmuştur.
Bu durumun farkında olan ve çalışanları enflasyon ve hayat pahalılığına karşı korumaya çalışan hükümetimiz, iki yıldır alışılmışın dışında uygulama yaparak asgari ücrete yılda iki defa artış yapmak durumunda kalmıştır.
Yılda iki defa asgari ücret alan ücretlilerin ve memurların maaşlarına zam yapılması elbette önemlidir ve çalışanların lehinedir. Ancak burada senede bir defa ücret artışı yapılan çalışanlar için iki önemli kayıp söz konusu olmaktadır.
Birincisi, asgari ücret ve memur maaşları iki defa artırılmış ve bir nebze olsun bu kesim rahatlatılmış olmasına karşılık, toplu iş sözleşmesi imzalamış ya da sözleşme imzalamamış olsa da senede bir kez ücret artışı yapılan kesim mağdur edilmiş demektir. İkinci husus ise, bütün ücret geliri elden eden çalışanların uğradığı gelir vergisinden kaynaklı ele edilen net ücretin azalması mağduriyetidir. Asgari ücret ve memur maaşları yıl içine de arttırılmış olmasına karşılık, yılsonuna kadar uygulanmakta olan ücretlerden elde edilen gelir vergisi dilimleri, sabit tutulmaktadır.
Bu arada asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılan zam sonrası başlayan fiyat artışlarının olumsuz etkisi de cabası. Bu husus, biz banka çalışanlarını daha fazla etkilemektedir. Ocak maaşımız ikramiyeli olduğu için, bütün arkadaşlarımız en geç Nisan ayında ikinci dilimden gelir vergisi ödemek durumunda kalmakta ve bankacı arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu, Temmuz ayında zam yapılmış olsa bile yılın son üç ayında, Ocak ayında almış oldukları net maaşı alamamaktadırlar. Hatta çoğu arkadaşımız maaşlarına zam yapılmış olduğunu bile anlayamamaktadırlar.
2023 yılı için uygulanacak gelir vergisinin ilk dilimi 70 bin lira olduğu için, yönetmen üstü ünvanda çalışan arkadaşlarımız ise Nisan ayına ulaşmadan, Şubat ayında ikinci dilimden vergi kesintisi ile tanışmaktadırlar.
Ücretli çalışanları enflasyon ve hayat pahalılığından korumak için her türlü tedbiri almaya çalışan başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizden, gelir vergisinin ilk iki dilimi ile ilgili acil bir aksiyon almalarını talep ediyoruz. Bu konuda iki alternatifli önerimizin birincisi 2023 yılı için ücretlerden alınan gelir vergisi diliminin ilk basamağının 10 brüt asgari ücret olarak belirlenmesi ve ikincisi de ücretlerden alına gelir vergisinin 15-20 aralığında bir orana sabitlenmesidir.
Aksi taktirde yıl içinde uğradığımız mağduriyeti telafi etmek için yıl başında aldığımız ücret artışını en az %10 Şubat ayına geldiğimizde elimizden gitmiş olmaktadır. Saygılarımla
Copyright 2019, Öz Finans-İş Sendikası, Tüm Hakları Saklıdır.